FURKAN!
On ay oldu; gözümdeki yaş oldu adın çoğu zaman, elimdeki titremeye sen misin diye baktım şaşkınlıkla, bazen suskunluğum, bazen anlaşılmazlıklarım oldun. Hiç sesli konuşmadım seninle biliyorsun…
Sadece kabrinde dertleştim, gözlerimden yaşlar boşalırken sevdim toprağı sen diye, o zaman duydun sesimi sana hitap ederken sadece.
Kalan her zamanda sen benim sessiz çığlıklarım oldun.
Biliyordum ki sesli konuşsam deliye çıkacak adım…
Bazen dayanamayıp yine anlattım seni.
Arkadaşlarıma anlattım, kardeşime anlattım, anneme babama da anlattım…
Dayanılamayacak son raddede babana, Ahmet Amca’ya da anlattım.
Biliyordum ki o anlar benim konuştuklarımı ve biliyordum ki o bir şey söyledi mi inanırım can-ı gönülden…
Öyle bir an geliyor ki annene koşmak istiyorum; kimseye haber vermeden koşup gitmek…
Sadece sarılmak ve onunla bile konuşmamak, sadece koklamak şehadetin kokusunu…
Duygularımı beni yargılamadan, garipsemeden anlamasını beklemek,
Ve gözlerinde bana sevgiyle bakan o ifadeyi görmek istiyorum…
Öyle çok sevdim ki anneni kardeşim!
Bazen yolda gördüğüm birini benzetiyorum ona,
Bazen aniden karşıma çıkan birini o zannediyorum…
Ne yapıyorum bilmem ki karşımdakinin şaşkın bakışlarıyla muhatap oluyorum.
Kifayetsiz kalır ya kelimeler bazen;
Duygularının karşısında lâl olur ya hani cümleler,
Hani sen konuşursun ama sağırdır etrafındaki herkes;
İşte öyle hissediyorum ben kardeşim aylardır!
Saygı duyuyorum unutanlara her şeyi
Ben de öyle değil miydim seni tanıyana kadar
En etkilendiğim olaylar bile zaman aşımına uğrar, tarafımdan unutulup giderdi çoğu zaman
İçimi titretecek kadar büyük olmalarına rağmen geride kalırdı, üstlerine örtü örtülür ve sandıklara koyulurdu tekrar bahisleri açıldığında ufak bir sızıya neden olmak için beklerlerdi sadece…
Sen farklı oldun Furkan’ım
Sen ne bir yabancı oldun bana, ne de unutulup geride bırakılacak bir hüzün…
Sebep olduğun hüzün öyle yerleşti ki içime; artık senden bir hatıra sanki seni dünya gözüyle göremeyen bu gözlerime
Resimde gördüğüm bir t-shirt rengi seninle hayat buluyor
Sevmediğim bir renk dahi olsa gülümsüyor bana içtenlikle seni hatırlatarak
Bazen senin yaşlarında bir gencin hareketi alıp götürüyor beni uzaklara, bazen de o gencin sana benzemesi her şeyi simsiyah yapıyor ve tek parlayan sen oluyorsun
Gülüyorum…
Arkadaş ortamlarını bilirsin insan bazen sebepsiz yere güler sonra neye güldüğünü de bilemez hani…
Gülerken telefonu elime alıyorum istemsiz, bana bakan o gülen gözlerini gördüğümde seninle birlikte gülüyorum Furkan
Sanki espri yapıyorsun bana ya da benim söylediğim bir şey çok hoşuna gidiyor da gülüyorsun…
Garip bir duygu kardeşim
Özlem mi denir buna, çok sevmek mi bilmiyorum ama tuhaf olduğu bir gerçek…
Furkan’ım
Ablasının birtanesi
Canım kardeşim!
Güzel yüzlü, güzel gözlü canım kardeşim
Mavi Marmara’nın küçük şehidi, sembolü, aslanı kardeşim…
Seni görüyorum baktığım yerlerde artık
Hiç gitmiyorsun gözümün önünden kardeşim…
NOT: Devamı gelecek...
A.Serra OKUTAN
2011